6 Ekim 2011 Perşembe

Yaşsız sessiz sanatçı

Birkaç yaşım var benim. Biri, diğerinden iki yaş büyük. Ötekinden dört yaş küçüğüm.
Kendime sığanacak gölgeler aramaktan vazgeçtiğim günden beri yaşıyorum.
Sigara paketlerine resimler çizerim.
Önce annemi çizerim.
İçmemek için.
Beceremem de yani bakmayın 'çiziyorum' dediğime.
Sadece yazarım konuşurum ama anlatamam dinlerim ama söylemem.
Bakarım ama arada görmem.
Bir de bebek mavisi hayallerim var mesela.Gri renkli kabuslarım.Turuncu korkularım.Kırmızı arzularım.Beyaz masumluğum.Simsiyah sessiz geçmişim.
Güneş'in emekliye ayrılmasını bekliyorum yeniden doğmak için.
Merhaba.

1 Ekim 2011 Cumartesi

Kapı kilidimiz

Öyle bir kadın tanıyorum ki kadının ne kına gecesi eğlencesinden kalan hatıraları ne düğün fotoğrafları ne de nişan yüzüğü var.Lütfen yanlış anlamayın.Bu kadının çocuğu orospu çocuğu değil.Hayatında hangi devlet kurumuna giderse gitsin yediği bu damgadan dolayı yakınmıyor da.O halinden gayet memnun.Annesinin bu eksiklikle yaşayalı 21. yıl oldu.Ailesine karşısına alalı,o adama aldanalı 21 yıl.Dile kolay değil mi?
Aslında olay o kadının her zamanki gibi dik kafalılığıyla başlıyor.Bütün öykü.Bütün bir hayat.Bütün hatalar.
Babasının o kadını oğlu gibi yetiştirdiği için evde hep çalışan o olurmuş.Babası gibi mükemmel bir adamın,babanın,kocanın kızı olduğu için gurur duyduğu zamanlarda hem okula gidip hem çalışıyormuş.İGS'de.Yani bir tekstil firmasında.Çalışıp didinip çok yükselmiş orada.Ve sonra oradan çıkmak zorunda kalmış.Bir gün yine aylak aylak gezerken o adamla tanışmış.Onun şirketinde sekreter olarak çalışmaya başlamış.Ve bütün yanlışlar böyle başlamış.O kadın evli bir adama aşık olmuş.
Aşk ne sınır ne yaş tanırmış.Doğrudur ama aralarında geçilemeyecek sınırlar.Arta kalan 2 çocuk.Bir kadın.Bir aşık sekreter.Ve zengin bir adam.
Bir senarist olsam önce onların hayatından başlardım yazmaya.Evet bir aşık kadının çocuğunun hayatından.
Seçim yapmanın zor olduğu günlerde o kadın her şeyini silip aşkının peşinden gitmiş.Peki ya o adam?
Aşabilmiş mi sınırlarını? Bırakabilmiş mi lüks hayatını?
Hayır.
Aşık kadını sürüklemiş peşinden 21 yıl.Acılarla,hayal kırıklıklarıyla dolu 21 yıl.Çocuklarını ortada bırakıp,ama karısından boşanmayıp o kadınla ayrı eve çıktığı 21 yıl.
Çok acı.Ama siz dersiniz ya 'Aşk be kardeşim aşk!'
O kadın sonra terziliğe başlamış.Ve o adam o kadının para kazanmasına katlanamayıp her gece diktiği el emeği göz nuru gelinliklerini yakmış.
Üzerlerinde sigara söndürmüş.
O kadının 6 çocuğunu daha hiç doğmadan öldürmüş!
Ve sonra o 7.çocuğu kadın doğurmuş.Tombiş.Saçları uzun.Minicik bir çocuğu.Tek başına doğurmuş.
Yanında o adam olmadan.Ve o çocuk 6 sene babasız büyümüş.O kadar tatlı bir bebekmiş ki görenlerin içine alası gelirmiş.Ama babasının umurunda bile olmayan tatlı bir bebek olarak annesinin dayanağı olmuş.
Ne zaman dinlesem,ne zaman aklıma gelse bu hikaye gözlerim dolar.İçim parçalanır.
Ve o çocuk şimdi 15 yaşında.Babasız geçirdiği 6 senenin acısını her gün çıkartmış.O güne kadar.Hangi gün mü? Annesini aldattığı güne kadar.Onunla bisiklete binmeyi,piknik yapmayı,onunla beraber onun gömleklerini giymeyi,parfümünü sıkmayı,deli gibi kokoreç yemeyi,gülmeyi,kahkaha atmayı,babasının ne zaman başına kötü bir şey gelse 'ne yapalım babacım,böyle olması gerekiyormuş' demesini taklit etmeyi.
Ve
Babasıyla 6 sene sonra ilk defa görüştüğü gün bu gün.
Babasına aşık olduğu gün bu gün.
O çocuk benim.Merhaba.Sizin gözünüzde 'Orospu çocuğu' damgası yiyen babasına aşık kız.Umarım içiniz rahattır.